11 Ekim 2015 Pazar

Kıskanıyorum ama...

Toplumumuzda bebeklere ilgi oldukça fazla. Hele hele bizim Mert gibi açık ten ve mavi göz olunca ilgi 2 kat fazla. Ama bazen talihsiz cümleler sarfeden insanlar da oluyor. Mirayın yanında Mert'i seven bir kadına ( ki kendisi de bir anne), ilgiyi üzerine çekmeye çalışan kızım " o benim kardeşim biliyo musun" deyince, kadın kuzumun yüzüne baka baka "ay ne alaka hiç benzemiyorlar" dedi. Kuzumdaki hayal kırıklığı mı beni sarstı yoksa kadının sözleri mi bilemedim, dondum. 
"Mavi gözlü buu" diye böğürerek sevenlerden sonra kızım gözlerini maviye boyatıp boyatamayacağını araştırmaya başladı. Tırnaklarını mavi ojeyle boyadı. Şu an kardeşinin gözrenginin bir süre sonra değişme ihtimali bile onu mutlu ediyor vs vs örnekler
Bebişleri sevelim ama kaba tabirle biraz usturuplu olsa.

Top havuzu

Soğuk günler başladı. Eve tıkılan kuzulara sürekli üstelik de herikisine de hitab edecek bişeyler bulmak zor oluyor. Ama tuttumu da tutuyor. İşte bugünün oyalayıcı pratik ev etkinliği...

21 Ağustos 2015 Cuma

Biz piknikteyiz😄

Kuzunun fikriydi parkta piknik yapmak. Çok da iyi oldu. Ev yapımı pizzamız ve kekimiz ile süt ve krakerimizi alıp mini piknik sepetemizi hazırladık, yer örtüsü de  alıp döküldük yola. Sağolsun Mert daha sakin Miraya göre. Ne yapsak bize uyum sağlıyor hemencecik. Böyle tez canlı ve dinamik ablaya da böyle bir kardeş iyi oldu😉
Küçük pikniğimizden bir resim

30 Haziran 2015 Salı

Yaz etkinliklerimiz üzerine

Artık 4 yaşı yarıladık. Kış boyunca okulda bir dolu etkinlikler de yapıldığından (kesme, yapıştırma, boyama, deney vb.) bu tarz etkinlik yapan yerlere gitmiyoruz. Belediyemizin ücretsiz spor etkinliklerine yazıldık. Bu yaz jimnastik yapıyoruz. Haftada 2 gün, günde 1 saat. Heyecanla gidiyor. Kardeşine bakmam gerektiğinden ya babasıyla ya da dayısıyla gidiyor. 

Evde ise kardeşinin bize müsade ettiği sürelerde Formul yayınlarının kitaplarını çalışıyoruz. 10 kitaplık bir set. Bize biraz hafif kaldı ama yine de vakit geçirttiriyor.
Her kitap sonunda da sertifikamız hazır. Adımızı yazıp eğleniyoruz.

Bunun yanısıra Yapa yayınlarının çoklu zeka eğitim setini aldık. Devamında bunları yapmayı planlıyoruz.

Kuzu anneyi örnek alırsa..

Kardeşinin bakımını tek tek inceleyen kuzucuk, öğrendiklerini ayısı Bombo üzerinde uyguluyor. Bugüne kadar çişini nereye yaptığını bilmediğimiz Bombo artık bezine yapıyor. Ne güzel de bağlamış altını😄

29 Haziran 2015 Pazartesi

Kuzucukların annesi oldum

16 Nisan itibariyle hayatımıza Mehmet Mert te katıldı. Dolayısıyla hayatımızda yepyeni bir dönem başladı. Kuzucuk ve ben bu dönemi nasıl atlatacaktık. Aklımda bin deli soru. Kuzu kardeşini kabullenebilecek miydi, kıskançlık olacak mıydı? Beni paylaşabilecek miydi? Ya ben napacaktım sinirlerimi kontrol edebilecek miydim. Her ikisine eşit davranabilecek miydim? 
Şu an herşey yoluna girdi gibi ama 2,5 ay çok da güle oynaya geçmedi. Anne karnında varlığına alıştırmaya çalıştığım halde kardeşi doğardoğmaz Miray bambaşka bir çocuk oldu. Öncelikle beni paylaşamadı, ben bunu kıskanmak olarak yorumlamıyorum. Her ihtiyacı olduğunda yanında olan annesini yine aynı şekilde görmek istedi. Yoksa kardeşi ile bir sıkıntısı yoktu, aksine onu çok seviyordu. Biz bu krizi nasıl aştık. Birincisi baba Mirayla eskisinden daha çok vakit geçirdi. İkincisi okuldaki öğretmeni Miraydaki duygusal değişimi farkedip ona durumu izah etti. Bunlar bu aşamada çok etkili oldu. Bir de okuldaki tüm etkinliklerine katılmam onu çok mutlu etti. Onu önemsediğimizi ve Mert'in varlığının bunu etkilemeyeceğini kendi gördü. 
Bu süreçte yaşadığımız bir enstantaneyi anlatayım. Doğumun 3. Günü Mirayın öğretmeni Duygu hn aradı. Mirayın 2 gündür okulda çok üzgün ve durgun olduğunu kendisine sebebini sorduğunu söyledi. O da annem bana artık sarılmıyor, sevmiyor demiş. Duygu hn da annenin dikişleri acıyordur o yüzden sarılamıyordur şeklinde bizim cevaplarımızı teyid eden konuşmaları olmuş. Bu cevaplar da onu tatmin etmiş olmalı ki o halini bıraktı. Öğretmenini gerçekten çok seviyor ve inanıyor olması bu aşamada çok etkili oldu. 
Ben bu kadar olgun bir kızım olduğu için çok şanslıyım. Bu krizi bu kadar sürede aşmamızın asıl sebebi de budur diye düşünüyorum. 

Evet Mehmet Mert iyi ki hayatımıza girdin. İyi ki Miray'ın kardeşi oldun. Kardeş candır.

26 Kasım 2013 Salı

3 yaşına merhaba...

 
 
 
Zaman nasıl akıp gidiyor anlamak mümkün değil. Kuzucuk 3 yaşına merhaba dedi. Bu bir sene içerisinde, konuşması, gelişmesi, tavırları ve alışkanlıkları o kadar gelişti ve değişti ki. Mesela, tuvalet alışkanlığı kazandı. Sayıları ve miktarlarla sayıları eşleştirmeyi, kendi kendine oyun kurmayı oyunlarına bizi kendi belirlediği şekillerde dahil etmeyi, değişik çizimler yapmayı, resimlerine anlam katmayı, detayları öğrenmek için sormayı sorgulamayı, bize sürpriz yapmayı ve daha bi dolu şeyi öğrendi.

Çok sevgi dolu bir çocuk oldu. Sevgisini göstermeye bayılıyor. İçinde yaşadığı korkuları rahatça dillendiriyor. İstemediğini çok rahat belli ediyor ve mantığına yatmıyorsa kesinlikle istemediği bir şeyi yapmaya ikna edilemiyor.

Çok misafirperver, eve gelenleri benden daha iyi ağırlıyor. Gittiğimiz ev gezmelerini, "sizde bize gelin" diyerek tamamlıyor.

Annesi hala tarif kitaplarına bakıp kek yaparken, o rahatlıkla kek malzemelerini sıralayabiliyor.

Favori çizgi filmleri ve favori karakterleri var, Kaptan Mack en sevdiği. Büyüyünce Kaptan Mack olup insanlara yardım etmek istediğini söylüyor. Arada bir büyüyünce aya gideceğini de belirtiyor. Ha bir de büyüyünce kandine kaykay alacakmış. Bizden umudunu kesti sanırım bu konuda:)

En sevdiği renk mavi, beni de hep kırmızı ile eşleştiriyor, babayı da yeşille, diğerleri ise sarı.

Aya yolculuk ve Zogi en favori kitapları.

Daha neler neler...

Bu sene doğumgünü kutlamalarını geçen seneki gibi cafcaflı yapmadık. Modelini kendi seçtiği bir pasta (minnieli) ile aile içi bir kutlama yaptık. Ama asıl özel olan giyinip süslenip bir stüdyoda ailecek resim çektirdik. Ne güzel de pozlar verdi benim kuzum. Hep aklımda olan bu konsepti doğumgününde yapmak da ayrı bir güzel ve anlamlı oldu.

İyi ki doğdun kuzum iyi ki varsın, iyiki  de benim kızımsın.